18 Nisan 2009 Cumartesi

Kimlik Bunalımından Kimlik Bocalamasına

Genç bir hastanın sorununun depresyon mu yoksa kimlik bocalaması mı olduğunu sormak bir yanılgı olur. Çünkü, biri klinik-betimleyici (deskriptif) bir durumu diğeri ise dinamik-çözümleyici (analitik) durumu tanımlamak için kullanılır. Kuşkusuz, klinik ve dinamik tanılar birbirlerini tamamlar. Erikson kimlik bocalamasını bir klinik tanı olarak düşünmemiş ve önermemiştir. Kendi ifadesiyle; “kimlik bocalaması elbette bir olgu değildir. Gelişimsel bir bunalım olarak değerlendirilebilir. “ Erikson için kimlik bocalaması kavramı betimleyici (descriptive) değil, çözümleyici (analytic) bir kavramdır.


Kimlik bunalımı (identity crisis) Erikson’un kuramında aynı anda iki şeyi birden anlatır: Gelişim çizgisinde yer alan bütünlük bunalımı (crisis of wholeness) ve ruhsal-toplumsal bunalımı (psycho-social crisis) içerir. Erikson ruhsal-toplumsal gelişimi 8 evrede düşünür. Bu aşamalı-oluşum evrelerinin herbirinde birbirine karşıt duygular yaşanır. Bu duygulardan hangisinin başat duruma geçeceği o evrenin ruhsal toplumsal bunalımının konusunu oluşturur. Gençlik çağının ruhsal toplumsal bunalımına, yani kimlik bunalımına özgü karşıt yaşantılar, kimlik duygusu ve kimlik bocalaması olarak belirlenir. Kimlik bunalımının normal akışı içerisinde kimlik duygusunun genel olarak ön planda olması beklenirse de, zaman zaman kimlik bocalaması yaşantısının bireye egemen olması kaçınılmazdır. Bu anlamda, kimlik bocalaması her gençte en azından dönem dönem söz konusu olur (Erikson 1982). Öte yandan, bir gençte kimlik bocalaması yaşantısının genel olarak kimlik duygusunun önüne geçmeye başlaması durumunda gizil kimlik bocalamasından (latent identity confusion) söz edilir. Gencin yaşadığı ruhsal sorunlar uyumunu belirgin biçimde bozmadığı ve klinik belirtilere yol açmadığı sürece bu terimi kullanmak uygun olur. Gençte uyumu tümüyle bozarsa akut kimlik bocalaması (acute identity confusion) olarak tanımlanır. Dereboy kimlik kargaşası veya karmaşası terimi yerine kimlik bocalaması terimini tercih ediyor. Çünkü kargaşa terimi daha çok bozukluk ifade ederken, bocalama gelişimsel bir sorunu ifade etmektedir. Akhtar (1984) ve Kernberg (1986) kimlik bocalamasını anlatmak için daha vurgulu olan “identity diffusion” terimin kullanmayı yeğlerler.


Gönül verme ya da bağlanma (commitment) kavramı; kişinin en genel anlamında bir uğraşı ya da ilişkiye kendini tam anlamıyla vermesidir.


Jacobson (1964) ve Kernberg (1967), kimlik bocalamasını sınır kişilik örgütlenmesinin bir klinik belirtisi, yani sonucu olarak düşünürler.


Kimlik bocalamasına neden olan etmenler kabaca iki kümede ele alınabilir: Toplumsal ve Bireysel. Bu bağlamda, ailenin ya da toplumun yaşam tarzında belirgin bir değişikliğin olduğu, bir anlamda kültürel bir kopuşun yaşandığı durumlarda, gençlerin kimlik oluşumunun görece zora girdiği söylenebilir. Çünkü böylesi dönemlerde, sadece gencin önündeki rol örnekleri aşırı bir çeşitlilik ve karşıtlık kazanmakla kalmaz; toplumun egemen ideolojisi de geçerliliğini yitirmeye yüz tutar. Bir anlamada, toplumun kendisinin kimlik bunalımı yaşadığı ve çeşitli toplumsal kesimler arasındaki yabancılaşmanın üst düzeye çıktığı yerde, gençlerin bireysel düzeydeki kimlik bunalımlarının da daha belirgin bir nitelik alması ve yere yer bocalamaya dönüşmesi kaçınılmazdır.


Kimlik bocalamasının bireyin gelişiminde yatan etmenleriyse; çocukluk dönemlerinden gelen güvensizlik, utanç, kuşku, suçluluk ve aşağılık duygularının eşliğindeki olumsuz öz imgelerdir. Gençlikte girilen uğraşlar, çocukluktan gelen olumsuz öğeleri zayıflatmak yerine pekiştirirse, kimlik bocalaması kaçınılmaz olur.

www.turkpdr.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder